Uluslararası Müzeler Konseyi (ICOM) Genel Konferansı, dünya geneline hâkim ayrımcı söylemlerin ve dışlayıcı politikaların, müzelerin varlığını ne yönde etkileyeceğini tartışmak üzere 20-28 Ağustos tarihlerinde Prag’da gerçekleştirildi. Bu yıl 26'ncısı düzenlenen konferans “Müzelerin Gücü” ana başlığıyla açıldı ve sivil toplum, iklim krizi, liderlik, yeni teknolojiler alt başlıklı oturumlarda müzelerin bu olgularla ilişkisi üzerine birçok sunum yapıldı. Müzelerin tüm bu çıkmazlar karşısında nasıl bir duruş sergileyebileceği konuşuldu.
Güncel sorunlar ve ihtiyaçlar doğrultusunda “müze” kelimesinin yeniden tanımlanması oy birliğiyle kararlaştırıldı. Alınan karara göre:
“Müze, somut ve somut olmayan mirası araştıran, bir araya getiren, koruyan, yorumlayan ve sergileyen, kâr amacı gütmeden topluma hizmet eden kalıcı bir kurumdur. Halka açık, erişilebilir ve kapsayıcı yapılarıyla müzeler, çeşitliliği ve sürdürülebilirliği teşvik eder. Etik ve profesyonel bir anlayış ve toplulukların katılımıyla şekillenen iletişim ve işleyişleriyle, eğitim, keyif, düşünce ve bilgi paylaşımı içeren çeşitli deneyimler sunarlar.”
Söz konusu tanım sayesinde müzelerin işlevinin gelişeceğini aktaran ICOM başkanı Alberto Garlandi, toplumları ilgilendiren ortak konularda müzelerin daha fazla sorumluluk alabileceğine dikkat çekti. UNESCO tarafından da benimsenen tanım, müze statüsü almak isteyen kurumların değerlendirme kriterlerini yeniden belirliyor. ÇEKÜL Vakfının yakından takip ettiği konferansın sonuçları, ÇEKÜL Akademinin uyguladığı “Kentler ve Müzeleri: Kurulumdan İşletmeye Eğitim Programı” kapsamında değerlendirilecek.
Tarihi Kentler Birliğinin 21’inci yılına özel, Tarihi Kentlerin Hafızası: Kent Arşivleri ve Müzeleri kitabı geçen aylarda yayımlanmıştı. ÇEKÜL Vakfı tarafından hazırlana kitap, uzmanların kaleminden kent müzeleri kavramına ve TKB’nin müzecilik yaklaşımına yakından bakıyor.
Kitabı incelemek için tıklayınız
